Gözlerime bakar uzun uzun anlatırdın eski sevgilerini.
Yüzümde derme çatma bir tebessüm, içimde kendimle savaş halinde dinlerdim seni…
Dua ederdim içten içe…
Dayanmak zordu, dudaklarından öznesi ben olmayan sevdaları dinlemek…
Geceyi tamamlamak zordu ardından…
Kıskançlık bedenimi çevreleyip çocuksu isteklere bürünürdüm…
Metropolün en işlek caddesinde gecenin bir yarısı dudaklarından öpecektim masum…
Hani öpmüştün ya bir gece yarısı üçüncü bir tekil şahısı, içerlemiştim işte…
Tesadüftü, en sevdiğim yazarın eski sevdanın en sevdiği yazar oluşu…
Ve senin ona tüm kitaplarını hediye edişini buruk ama heyecanla dinlemiştim…
Bekledim…
Doğum günlerim geçti, yeni yıllar, edindiğim başarılar…
Bir pakette en sevdiğim yazarın kitaplarını bekledim, yoktu…
Çok sonra anladım boy ölçüşmek yersizdi…
Çünkü öznesi ben olmayan sevdalar yeşeriyordu içinde…
Ve senle ben hiçbir sıfata karşılık gelmiyorduk…
Heves etmişti içimde ki çocuk…
Hayatını senin hayatına bağlamayı heves etmişti…
Cümlelerinden umut edinip ceplerine doldurmuştu zor zamanlarında kullanmak için…
İçimdeki çocuk büyüdü, ellerim ceplerime sığmıyor artık…
Sana dair umudumu kaybetmek içerlediğim bu savaşı kaybetmek demek…
Kabul, metropolün en işlek caddesinde gecenin bir yarısı dudaklarından öpmesemde olur…
Ahmet Kırdaşahmetkirdas@lisan-iask.com
Mart 2013