cevapsiz-suskunluklar

Cevapsız Suskunluklar

Telefon konuşmalarımız ele avuca hiç sığmadı.

Ben özlemlerimi giderdim sesinde, sen vicdanını rahatlattın…

Sohbet yavaş yavaş sona yaklaşırken benden bir isteğin var mı diye sorardın…

Vardı elbet…

Söyleyemezdim…

O tek sıkımlık sözcüğü kurardım manasız,

geçiştirmelik…

Amaçsızca sohbeti uzatmanın gayreti içine girer, olup olmadık bir konu açardım…

Ve saklanırdım.

Pusardım sözcüklerin arasına…

Beni duymazsan belki biraz daha uzun kalabilirdin ahizenin diğer ucunda.

Her konuşmamızda ikiye üçe bölünürdüm ben.

Arka fondaki seslere dikkat kesilirdim.

Kapı gıcırtısı, ayak sesi, yabancı bir ses tonu,

O vakitten sonra sohbet can çekişirdi ikimizin arasında

Ve hayatıma son veren hep o olurdu.

Cesaretsizliğim, elimde telefon ile sokağın ortasında çırılçıplak kalmak oluyordu…

Neyse…

sağlığın …

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir