Seni seviyorum diyebilirdim.
Seni seviyorumlu kafiyelerle seni sevdiğimi yazabilirdim.
Ya da bir gece evinin önüne bir hediye paketi bırakabilirdim.
İçinde papatyalar olurdu.
Birçok şey olurdu.
Ben olurdum.
Ya da ben gibi bir şeyler…
Saatlerce durabilirdim evinin önünde.
Elimde, ‘’Sadece seni seviyorum’’ yazılı bir pankartla.
Denizi olan bütün şehirlerin denizlerine yazardım
Sana susuyorum diye.
Nasıl yapardım bilmiyorum ama yazardım.
Dudaklarım dudaklarını hacze gelirdi veya.
Elimde herhangi bir bahçeden toplanmış papatyadan evraklarla
‘’Bana olan borcunuzdan dolayı dudaklarınız tarafımca sahiplenilmiştir.’’
Zaten en çok susmak yakışıyor bazı insanlara.
Ve ben susuyorum.
Kana kana sana susuyorum.