ANALAR AĞLAMAYIN

Biliyorum, bir ananın yavrusu her şeyden kıymetlidir. Kucağına aldığı, kokladığı an unutur kendini. Ömrünü ona verir. Hele ki sakındığı yavrusu hastaysa, geceler gününe eklenir.

‘’O okusun, büyüsün, ısınsın,  onun karnı doysun, , yavruma bir şey olmasın’’ der her anne. Fedakârlıkları bire bine sığmaz. Bir çocuk düşse ‘’anne’’ diye ağlar. Çünkü anne, yanında olduğu vakit yavrusunun elinden tutar. Elleri yavrusunun dalı, ayakları adımı olur.

Çocuklarının ilk kelimesi, ilk adımı, okula başladığı ilk günü, ilk kalem tutuşu, ilk başarısı, annelerin en anlamlı günüdür. Mezuniyetlerde sevinç gözyaşları tutulamaz. Bir de mürüvvetini görürsem diye devam eden cümleler bunların devamında gelir. Ya şehit anaları?

Aslan gibi delikanlı evlatlar yetiştirir,; kınasını yakar, ellerini öper, yüzüne bakar, merasimle askere uğurlarsınız. Onun giden ayaklarına bakan gözlerinizden belki yaşlar akar.’’Allah’a emanetsin yavrum’’ diyen dilleriniz, göğe doğru açılan elleriniz vardır. O dile, o ele kurbanlar kesilir. Yüreğiniz ağzınızda gün sayarsınız. Yavrunuz izne geldiğinde ona en sevdiği yemeklerden yedirir, gönüllerini hoş tutarsınız.

Asker ocağı ikinci evleri olur yavrularınızın. Onlara askerde sizlerden daha iyi bakarlar. Orada sorumluluk, disiplin, eğitim sizlerden daha bilinçli daha gerçekçi şekilde öğretilir. Sevdiklerinin değerini daha iyi anlar çocuklarınız. Asker ocağı kıymet bildirir.

Askerlik vatan borcudur. Benim Türkiye’m de, küçük bir çocuğa bir elinizde balon diğer eliniz de bayrak ile geldiğinizde o çocuk bayrağı seçer. Benim ülkemin evlatlarının damarlarında asil kan gezer. Türk ordusu bu yüzden güçlüdür. Ecdadına bağlıdır benim ülkemin insanı, bu yüzden vatanseverdir.

Ölümü bu dünyadaki her fani tadar. Bir mertebe vardır ki, her asker o mertebe uğruna savaş verir. Adına ‘’şehitlik mertebesi’’ denilir. Vatan borcu için giden her askere namusu, şerefi üzerine yemin ettirilir. Bu öyle bir yemindir ki yenilip yutulmaz. Vatanı uğruna can veren her askeri bayrak sarar sarmalar. Üşümez toprağın altında ordumun askeri, ruhu göklerde gezinir. Huzur, ayımın yıldızımın ismidir. Ruhuna okunan her Fatiha da al bayrağımın gücüne güç eklenir.

‘’Al bayrağım dalgalandıkça seni anar, senin için salınır, Mehmet’im, Ahmet’im, Hasan’ım, Hüseyin’im, annen bize emanet. Seni özlediğinden ağlar ara ara, senin kokunu çekmek istediğinden öper postallarını; ancak sen endişe etme. Ruhun huzur içinde uyusun. O da anladı seni huzursuz ettiğini aslında ölmediğini, onu izlediğini. Rüyalarda ona selam ettiğini, gülümsediğini.’’

‘’Şehit anaları! Oğlun bir namlunun ucundaki kör kurşuna kurban gitmiş olsa da seve seve can verdiğini unutma. Sesini duymak istersen toprağa kulak ver, bedeni bile çürümez al kanlarla beraber. Sen sakın ağlama! Sevinmesin düşman, üzülmesin yavrun. Sen bu ülkenin gururunun gururusun! Sakın ağlamayın analar! Gözünüzün yaşına kurban veren Mehmetçikler bizler için, Türkiye’miz için var. Ne mutlu bize! Ne mutlu Türküm diyebilene!’’

Esra Saraç
esrasarac@lisan-iask.com
Şubat 2013

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir