Aşk… Beyaz sayfaya harfler düştüğünde bile bir başka şekilde duruyor. Diğer kelimelerden daha büyük anlamlar taşıyor küçücük olmasına rağmen; ,daha ihtişamlı, şaşalı, tek başına…
Her ne kadar aksini iddia edenler olsa da ben hayatımızı yöneten duygu olduğu kanısındayım. Her zaman aynı şekilde değil, her zaman bir insana duyulan, bir nesneye duyulan bir varlığa duyulan bir his değil; ama var. Her şeyi başının altından çıkarmayı başarıyor işte bir şekilde ve insanoğlu karşı koyamıyor onun cazibesine.
insanlar Açıklamaya çalışıyor başaramıyor. ee kolay değil bu mereti açıklamak ,anlamak hakkını verip yaşamak.. Aşkın kimyası, fiziği, psikolojisi, filmi, müziği, matematiği o kadar çok şeyi var ki. Ama dünyadaki tüm bilimleri toplasak yine de ne denklemini kurabiliriz ne de dengesini. Böylesine komplike bir kavramın altından nasıl kalkılır bilemiyoruz ve çoğu zaman altında eziliyoruz. Aşk hayatımızın her yerinde var demiştim, arkasındayım sözümün.
insan sadece karşısındaki bir bireye mi aşık olur? 80lerini çoktan geri de bırakmış bir hocamızdan söz etmek istiyorum size:”sabah 07:45 dersine bizden çok daha büyük bir şevkle gelip benim her sabah uyanıp buraya gelebilmemin tek sebebi içimdeki ilim aşkıdır” derdi hep. Bizde onun bu şevkiyle uyanırdık gözlerimiz kapalı gittiğimiz derslerden. İnsanoğlunun hayattın da her şeyden çok öne çıkan bir ihtiyaç aşk bana göre. Yaradan içimize aşk gereksinimini öylesine doldurmuş ki… Yaratıcımız için geldiğimiz bu hayatta her sabah uyanmak için, her gece yastığa başımızı koymak için, gerekli bir şeyler var. bizim biz olmamıza katkı sağlayacak bir şey, bir neden. Kimileri bizim hocamız gibi ilim için, kimileri para için, kimileri başarı için, kimileri dans etmek için, kimileri müzik yapmak için, kimileri mutlu bir aile için, sevgi için bir neden edinmiştir kendine ve bu nedenlerin çıktığı tüm yolların Roma’sıdır aşk..
En can alıcı olansa Karşı cinsle yaşanan ikili ilişkilerin içindeki aşklar. Öylesine büyük bir duygu ki; içinde hem nefreti, hem sevgiyi, şefkati, mutluluğu barındırabiliyor ve her birini de anı anda yaşatıyor. en kötü ilişki, en kötü arkadaş, en kötü mesajlar, en kötü şarkılar bile bir anlam ifade ediyor karşınızdakine aşık olmak istediğiniz sürece. ne olursa olsun “yalnızlık Allah a mahsus” felsefesini de kılıf ediyoruz minaremize ve temelli kölesi oluyoruz bu duygunun. Oysa o bizi değil biz onu yönettiğimiz sürece mutluluğun kapısını açabiliriz eminim sizin de vardır hiç bir karşılık beklemeden, türlü fedakârlıklar yapan tanıdıklarınız, arkadaşlarınız, dostlarınız. ya da durun bu kadar uzağa gitmeye gerek yok belki de bu sizsiniz?
Bir neden gerekli her sabah uyanmak için her gün bitsin de sabaha kavuşalım demek için demiştim. bu neden, bizi hayatta tutmalı. yaptığımız işleri, fikirlerimizi, duygularımızı, kişiliğimizi, kendimizi her zaman önceki günden bir adım daha ileriye taşımalı. her sabah bugün biraz daha iyiyim dedirtmeli. ne yazık ki günümüzde bu nedenlerimiz bizi ilerletmek yerine olduğumuz yere çakıyor. hatta geriye bile götürebiliyor. Aşkınıza karşılık bulanlardansanız kendinizi dünyanın en şanslı insanı sayabilirsiniz. ben ileriye gidiyorum da diyebilirsiniz. bu en doğal hakkınız. onlara söyleyecek çok sözüm yok. zaten parklarda bahçelerde avmlerde birbirlerine yemek yediren sarılan dolaşan mutluluktan gözlerinden ışık saçan insanlara ne denilebilir ki? Benim asıl derdim aşkı karşılık bulamayan, yaptığı fedakarlıkları, verdiği emekleri çöpe atmak zorunda kalan, bu güzel duyguya küsen kendini evrenin en mutsuz varlığı ilan edenlerle. Bırakın;sizi geriye götüren, sizi siz olmaktan çıkaran tüm aşkları atın bir kenara. adı para olsun, başarı olsun, insan olsun, aşkınızın adı ne olursa olsun ne fark eder ki ? bir saniyeniz bile bu aşk yüzünden üzülmekle geçiyorsa atın kenara gitsin. evet evet söylenildiği kadar basit. İnsanoğlu bencil derler. hani hangimiz benciliz, hangimiz karşımızdaki kırılmasın üzülmesin diye kendimizden vermiyoruz ve günün sonunda sardunyaları dinlemiyoruz? Ne yediğimiz yemek, ne izlediğimiz film bir anlam ifade etmez hale geliyor onları kaybettiğimizde. oysaki sahip olduğumuz en değerli şeyi yitiriyoruz yas tutarken: zamanımızı.. geri gelmediği gibi olanı da götürüyor. İstedik de olmadı. olmayınca o anı mahvediyor. o olmadı bundan sonrası da olmaz diye geleceği ve gelecekten bir gün de geçmişte kalıyor bu defa da geçmişimizi mahvediyor. Aşkın acıması yok! hele vicdanı hiç yok! aşkla aranızı iyi tutmak, mutlu olmak istiyorsanız, onu getirin ayağınıza. bugün çıkan yemek sizin favoriniz olmayabilir. radyolardaki hit parçadan nefret etmiş olabilirsiniz. bu gün kendinizi güzel/yakışıklı hissetmeyebilirsiniz. varsın olsun siz siz olduğunuz için değerlisiniz ve siz olduğunuz için aşk var. siz istediğiniz için aşkın anlamı var. Yapabilirsiniz üstesinden gelebilirsiniz tek yapmanız gereken nedeninizi değiştirmek ve başka bir aşk seçmek kendinize. merak etmeyin aşk acıtır ama yeni bir aşkın heyecanı ona karşı en iyi ilaçtır. kendisiyle vurun onu; canınızı yaktığında, nefes almayı zorlaştırdığında, yüzünüze sahte tebessümler yapıştırdığında.
Tüm o yolların çıktığı Roma geçmişte kaldı. siz değiştirin size gelen yolları. siz isteyin, aşık olun, korkmayın onsuzluktan. Aşkın kendisi değildir vazgeçilmez olan. hiç kimse mutsuz olmak istemez. mutsuz olmak için çabalamaz hayatı boyunca. ancak bir de kısmet var hani şu ondan öteye yol olmayan. çok istersiniz, inanırsınız emek verirsiniz, enerji harcarsınız, yatar düşünür, kalkar devam edersiniz düşünmeye. Bir yerden sonra siz siz olmaktan çıkmışsınızdır. eritir sizi aşk farkında olmadan. Tüm bunların muhatabı yanlış bir kişiyse; heba olan emeklerinizin, kırılan kalbinizin karşısına geçer ve sana yeni bir aşk lazım diye başlar nispet yapmaya aşk. Sonrası mı? sonrası hep aynı kısır döngü. ömür nihayete erene kadar.. bir gün bir kadına aşık olursunuz ya da bir erkeğe. sonra bakmışsınız elinizde koca bir paket çikolata bu sefer ona aşık olursunuz.
acıkırsınız kızartmaya aşık olursunuz yorulursunuz uykuya ,iyi ki var dersiniz dizine yattığınız annenize aşık olursunuz sırtınızı dayadığınız babanıza aşık olursunuz bir dert anlatırsınız öyle bir dinler ki dostunuza aşık olursunuz aferin dedi diye öğretmeninize..
Hayatımız da pek çok şey olmasa da neye aşık olacağımızı seçmek ya da ondan vazgeçip değiştirmek kendi elimizde. önce aşık olun kendinize, sonra başkaları için çabalayın. Heyecanı hiç bitmeyecek, daima mutlu edecek ,ileriye götürecek, size yakışan bir aşkla kalın!