Mehterhanenin Anadolu Selçuklu Sultanı III.Keykubad’ın Osman Gazi’ye beylik verdiğini belirtmek üzere tabl(davul) ve alem göndermiş olduğu 1299 yılında kurulduğu kabul edilir.
‘’Mehter-i Hakani’’ yahut ‘’Mehter-i Hümayun’’ olarak anılan padişah mehterinin yanı sıra sadrazam,vezir,vali gibi devlet ileri gelenlerinin de özel mehter takımları olurdu.Mehter takımı kös,davul,nakkare,halile,çevgan,nefir,boru gibi çalgılardan oluşuyordu.Bunların altı,yedi veya dokuz adet olmalarına göre,mehter takımı da ‘’altı kat’’,’’yedi kat’’,’’dokuz kat’’ olarak nitelendirilirdi.Fatih Sultan Mehmed zamanında mehter takımı dokuz kat idi,bu sayı savaşa gidilirken iki katına çıkarılırdı.Mehterin aynı makamdan birçok parçayı art arda çalıp söylemesine ‘’nevbet vurma’’ deniliyordu.Barış zamanı vurulan nevbetlerde müzisyenler çember şeklinde dizilirlerdi.Mehter bir yerden bir yere özel yürüyüşü ile giderdi.
Yeniçeri Ocağının bir parçası olan mehterhane,1826 da II.Mahmud tarafından ocakla birlikte kaldırıldı.
Mehter müziği klasik Türk müziğindeki makam ve usullerin kullanıldığı tek sesli bir müziktir. Peşrev, semai, nakış, ceng-i harbi, murabba, kalenderi gibi formları vardır. Repertuarda bu formların yanı sıra serhat türküleri de yer alır. Mehter müziğinin bestelerinin çoğunu mehterhanede görevli müzisyenler bestelemişlerdir.Günümüze ulaşan melodilerinin en eskileri Nefiri Bahram, Emir-i Hac, Hasan Can ve II. Gazi Giray gibi XVI. Yüzyıldan kalmıştır.
Mehter müziğinde ağırlık çalgılardadır. Ama çeşitli sözlü yapıtlar da bestelenmiştir.
Mehter müziği Osmanlı ordusuna cesaret ve coşku verici, düşman askerini korkutucu bir nitelik taşımakta idi. Osmanlıların Avrupa ortalarına ilerlemesi,XVII. Yüzyılda mehter müziğindeki pek çok öğenin Avrupa müziğine de girmesine yol açmıştır. Bunların başında kös, halile, çevgan, nakkare gibi belirsiz ses veren vurmalı çalgıların kullanılması gelir.Ayrıca bazı Batılı bestecilerin yapıtlarında mehter müziğinden esinlenilmiş bölümler vardır.
Esra Saraçesrasaraç@lisan-iask.com
MArt 2013