Bir yaz günüydü tanışmamız

Gülücükler eksilmiyordu gül yanaklarından

Bense aşık oluyordum yavaştan Sana…

Ya da o öldürücü güzelliğine taktığın

Cellat tebessümlerine…

Sonra…

Sonra konuşmaya başladık

Sabahın 4’lerine kadar

Her şeyi paylaştık

Ben duygularımı da paylaştım

Sense sadece sohbetini Yılmadım

Koştum peşinden aylarca…

Hasretle doldu gönlüm yılmadım

Güzelliğinle yakarken İbrahim ateşini Bu sefer ben yanıyordum bu ateşte

Aşk’ının ateşi yakıyordu gönlümü…

Hep umut besliyordum

Belki… diye

Gizliden gizliye

Sonra bi mucize

‘’tamam’’dedin

‘’her şeye hazırım seninle…’’

Dünyalar benim oluyordu

Bilmiyordum ki bu mutluluk

Acı getiriyordu…

Sonra…

Sonra yine hasret

Ben giderken başka illere

Bırakıyordum gönlümü geride

Sen ayrı şehirde

Ben ayrı şehirde

Hasret vurdu ikimizi de

Hep hasret vardı kaderimde

Denizciydim

Hep gidecektim ummanlara

Deryalarda olacaktım hep

Aşk’ın vardı garip gönlümde

Göğüs gerdirecek bu hasrete

Ama zorlanıyorduk

Bir türlü olmuyordu

Her arayışta tartışmalar

Duygusuz, içten olamayan sözcükler…

Yazmaya başlamıştım

Aşk’ınla kalemimden hasret damlıyordu

Ve o kadar sevmeme rağmen

Gidiyordum…

Aşk’ımıda bırakarak geride

Gidiyordum hasretin gittiği yere

Seni mutlu edemiyordum

Elimden de bir şey gelmiyordu

Ayrılıyordu yollarımız…

Sevda yorgunu olmuş kalbim

Acı sarmış her yanını

Yine de sevmekten vazgeçmemiş’Ayışığını’

Ezan çiçekleri açar oldu bahçemde

Oturmuş seni düşlerken buldum kendimi

Yalnız…

Ezan çiçeklerine fısıldadım seni

Benle birlikte onlar da ağlıyor şimdi…

AYIŞIĞINA…

Göktürk Zengin
Ocak 2013
gokturkzengin@lisan-iask.com

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir