Aydın il merkezinde geçtiği anlatılan bir hikâye;

Kurban Bayramı öncesinde apartman merdivenlerini yıkama sırası kendi dairelerine gelen kadıncağız, süpürgesini, fırçasını, kovasını alır ve yıkamaya başlar. Dairelerindeki çeşmeye bağladığı su hortumu ile merdivenleri yıkamakta ve bu nedenle daire kapısını açık bırakmak zorunda kalmıştır. Üst katlardan temizliğe başlar. Boş bulduğu apartman ve dairelerin kapılarını kollayan, yoklayan bir hırsız açık gördüğü kapıdan içeri dalar ve her tarafı didik didik aramaya başlar. Derken evde altın ve bilezikleri ele geçirmiştir. Temizlik işini bitiren kadıncağız kan-ter içinde kalmış, dairesine adım atmıştır. Hırsız da tam çıkmak üzere iken kadının ayak seslerini duyunca odanın bir köşesine saklanır. Kadıncağız duşa girer, hırsız da rahat bir şekilde kapıdan dışarı adımını atmak üzeredir. Bu sırada öğle yemeğine gelen evin beyi ile karşılaşır. Adam önce şaşırır, kendisini toparlar, birden hırsızın yakasına yapışır ve sorar;

—Evimde ne arıyorsun ulan?

Hırsız pişkindir,

—Git de onu karına sor bakalım.

Adam içeri adımını atar atmaz her şeyden bihaber karısının banyoda yıkanmakta olduğunu görür ve yargısız infaz uygular.

İki kaşın arasına dan dan…

Karısı hiç yere kurban olur.

Suçlu,

Ölen mi? Öldüren mi? Öldürten mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İzmir’e kurbanlık satmaya gelmiş bir taşralının başından geçenleri utana sıkıla bir arkadaşına anlatır. Kurbanlıkları satıp da paraları cebe yerleştirdikten sonra semt pazarında gezmekte iken iki uyanığın avlağı olur.

—Yanından geçen askılı elbiseli bir kadına fazla dikkatli mi baktı ne?

—Hemşerim ablayı nasıl buldun? Abla tanıdık zaten. Seni görüştürelim istersen…

Kem küm eder.

Birisi,

—Ben konuşayım, siz bekleyin burada,

Diyerek, kadının ardından gider, uzaklaşmakta olan kadına yaklaşınca da uyduruk bir adres sorar ve kadına başka bir adres daha sorarak konuyu uzatır. Kadıncağız iyi niyetle yardımcı olmaya çalışır.

Diğeri de bir yandan kadını gözden kaybetmemeye çalışmaktadır. Adres soran uyanık, geri gelmiştir. Kadınla pazarlık yapmışçasına başlar anlatmaya;

—Ablamız 250 Lira istedi diyerek, parayı bizlere vermesini, pazaryeri çıkışında konuşacağını kendisini takip etmesini söylediğini anlatırlar. Tahsilât yapılır ve ceplerine koyup kaybolurlar.

Kadını takip eden adamcağız çıkışa doğru kadının koluna yapışır;

—Haydi, gidiyoruz, adamlarına parayı da ödedim,  yürü bakalım.

Kadıncağız çığlığı basar, halk toplanır ve iş polise akseder. Karakoldan adamcağız süklüm püklüm dışarı çıkar.

Polisler ve kadıncağız şaşkın bir halde kalakalırlar…

Bir arkadaşına anlattığı bu olayı herkes duyar.

 İbrahim BARAN
ibrahimbaran@lisan-iask.com
Lisan-ı Aşk
Kasım 2012 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir