Günümüzde en çok ilgi gören sanat dallarından biri de “yedinci sanat” olarak adlandırılan sinemadır. Diğer sanat dallarıyla mukayese edildiğinde en genç olan sinemanın bu kadar geniş bir yaygınlık kazanmasında; toplumun bütün kesimlerinin ilgisini çekmesinde, sinemanın görsel ve işitsel oluşunun rolü büyüktür. Sinemayla muhatap olmak için özel bir çaba sarf etmek gerekmez. Okuma yazma bilmeyen kişiler bile sinemanın olanaklarından yararlanabilir. Keza, onun bu görsel ve işitsel olma yönü etkisini artırıcı bir rol de oynamaktadır. Bu özellikleri sebebiyle çağımızda her kuşaktan insanın; bilhassa da gençlerin ve çocukların ilgi alanı haline gelmiştir. Elbette bu ilgi film endüstrisini de yönlendirmekte, bu tüketici kesimine göre filmler yapılmaktadır.
Bu aralar ülkemiz sinemalarında gösterime giren filmler üzerine bazı değerlendirmeler de bulunmak istiyoruz. Bu filmler arasında, 12 Nisanda vizyona giren Croods dikkat çekici bazı özelliklere sahiptir. 2013, ABD yapımı olan Croods bir animasyon filmidir. Baba, anne, büyük anne ve iki çocuktan müteşekkil bir ailenin maceralı yolculuğu anlatılır. İlkel çağlarda, bir mağarada yaşayan bu aile, bir deprem sonucunda mağaraları yıkılınca bulundukları bölgeyi terk etmek zorunda kalırlar; maceralı yolculuk da böylece başlar. Ailenin reisi Grung’un önderliğinde geçen bu heyecanlı yolculuk onların karşılarına hiç görmedikleri şeyler çıkarır. Bu macera, masallarda, destanlarda ve diğer geleneksel anlatılarda sıkça karşılaşılan tipik bir yolculuk öyküsüdür. Öte yandan, günümüz insanının, çoğunlukla iş güç peşinde koşmak gibi çeşitli sebeplerle yaşadıkları bölgelerden ayrılmak zorunda kalmalarına da gönderme yapılmış olur. Böylece konuya evrensel bir nitelik kazandırılır.
Bu komedi ve macera filminin yönetmenleri Kirk De Micco ve Chris Sanders’tir. Nicolas Cage, Croods seslendirme kadrosunda ünlü aktör Nicolas Cage dışında Emma Stone, Ryan Reynolds, Catherine Keener da bulunmaktadır. Başkahramanı seslendiren Nicolas Cage Amerikan Tiyatro Konservatuarında, San Fransisco ve Kalifornia’da özel oyunculuk eğitimi almış; 1995 yılında Elveda Las Vegas filmi ile en iyi erkek oyuncu dalında Oscar Ödülü kazanmıştır.
Bugünlerde gösterime giren bir başka film, seyircinin Dabbe’yle tanıdığı Hasan Karacadağ’ın El-Cin filmidir. Karacadağ’ın yapımını, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği bu korku ve gerilim filmi 5 Nisanda gösterime girmiştir. Yapım yılı 2012 olan filmde CMAB adı verilen yeni bir kurgulama tekniği kullanılmıştır. Bu yöntem izleyicilerin bilinçaltına üç boyutlu görüntüler yerleştirip daha sonra defalarca hatırlamasına yönelik bilinçaltı yöntemidir. Filmin başrolünü seyircinin televizyon dizilerinden aşinalığı olan Fulya Zenginer, Serdal Genç, Oğuzhan Yıldız ve Hande Kaptan paylaşmaktadır. İstanbul Şile’de yaşayan bir kız çocuğunun kimliği belirsiz kişilerce kaçırılmasıyla olaylar başlamış olur. Hiçbir şeyden haberi olmayan ve o civarlarda yaşayan beş üniversiteli genç, garip sesler duyarak ve değişik görüntüler görerek olayların farkına varmaya başlarlar. Korku dolu olaylar ilerleyen dakikalarda ise çevrelerini tamamen sarmıştır. Kaçırılan kızın ailesini tanımadıklarını söyleyen gençler bu korkunç durumdan kurtulmaya çalışırlar. Fakat içlerinden birinin şeytan olabileceği ihtimali de vardı.
Üzerinde duracağımız üçüncü film, 5 Mayısta gösterime girecek olan 2012 ABD yapımı bir komedi filmi Gambit’tir. İlk kez, 1966’da çekilen Gambit’in bu yeni uyarlamasını yönetmen Michael Hoffman yapmıştır. Gambit’in kelime manası “satranç” anlamına gelir fakat bir tür hile gibi bir anlamı da vardır. Filmde Monet yaşlı ve çok zengin bir adamdır Hırsızlar onun değerli bir eşyasını çalmak için bir kadın kiralarlar bu oyun işleri daha çok yokuşa sürmüştür. Planlarının istedikleri yönde gitmediğini gören hırsızlar tedirgin olarak oyunlarına devam ederler. Olaylar Londra Heathrow Havaalanı ve İngiltere gibi yerlerde geçer. Filmde önemli kişiler rol almaktadır. Başta Colin Firt ve Cameron Diaz olmak üzere Alan Rickman,Tom Courtenay gibi isimlere de yer verilir. Filmde Türk asıllı olan oyuncu Senem Temiz de yer alır.
. Geçtiğimiz günlerde gösterime giren diğer bir film de ABD yapımı Scary Movie 5’tir. Ülkemizde “Korkunç Bir Film 5” adıyla 12 Nisan tarihinde gösterime giren filmin ismi bir korku filmi gibi görünmesine rağmen aslında korku filmlerine gönderme yapan bir komedi filmidir. Yönetmeni Malcolm D Lee, senaristleri ise Phil Beauman, Jason Friedberg, Buddy Johnson’dır. Oyuncuları Lindsay Lohan, Asthley Tisdale, Charlie Sheen gibi isimlerden oluşur. Ayrıca filmde rol alan Lindsay Lohan küçük yaşta oyunculuk deneyimi kazanmış ve bazı markaların reklam filminde oynamıştır. Bununla birlikte Asthley Tisdale de bu film için bale dersi almıştır. Film, diğer serilerinden daha az ilgi görmüş ve gösterime girdiğinde olumsuz eleştirilere maruz kalmıştır.
30 Mart ve 14 Nisan tarihleri arasında 32. İstanbul Film Festivali, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenmiştir. Sunuculuğu Mehmet Ali Alabora’nın yapmış olduğu festival, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilmiştir. Festivalde 200’e yakın film, 140 bin kadar izleyiciyle buluşmuştur.. Yönetmenliğini Pedro Almodovar’ın üstlendiği “Aklımı Oynatacağım” adlı film, festivalin açılış filmi olmuştur. Festivalde birçok ödül, sahibine verilmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Ali Atay, Demet Evgar, Damla Sönmez gibi isimlerin oynadığı “Sen Aydınlatırsın Geceyi” adlı film en iyi film ödülünü almıştır. Filmde, kasabalıların çektiği sıkıntılar konu edinilmiştir.. En iyi yönetmen ödülünü “Aslı Özge”,en iyi kadın oyuncu ödülünü “Sema Poyraz”, en iyi erkek oyuncu ödülünü “Ercan Kesal”,en iyi görüntü yönetmeni ödülünü “Emre Erkmen” almıştır. Müşfik Kenter, Erol Günaydın, Metin Erksan, Seyfi Teoman gibi kaybettiğimiz sanatçılar anılarak “Sinema Onur Ödülü” sahiplerine verilmiştir. Festivalde çeşitli ülkelerden gelen temsilciler bulunmuş ve yurtdışından gelen 100’ e yakın basın mensubu yer almıştır. Erken yaşta hayatını kaybeden yönetmen Seyfi Teoman anısına da ödül verilmiştir.
Bu filmlerden de yola çıkarak aslında sinemanın estetik değerinin çok yüksek olduğunu, şahısların üzerinde duygusal ve duyusal olarak büyük bir etkisinin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bir yandan korku filmi izleyenler gerilim yaşarken diğer yandan duygusal film izleyenler hüzünlenirler; bu da insanın kendisini filmi yaşamış gibi hissetmesini sağlar. Filmlerdeki kahramanlar böylelikle bizlerin arasında yer alır; bizimle özdeşleşirler. Sinema da böylece amacına ulaşmış sayılır.
Şeyma Çamseymacam@lisan-iask.com
Mayıs 2013