Şu Sınav Haftası Dedikleri;

Başım dertte! Bu ilk değil, aslına bakarsanız çoktan alışmış olmam gerekirdi ama her seferinde daha sancılı olmaya başladı. Evet, yine bir sınav haftasındayız.
Öğrenmek iyi, hoşta… Öğrendiğimi aktaramama problemim olamaz mı? Neden var ki şu sınavlar.

İnkara gerek yok, herkes başarılı olmayı, bu yönde alınan olumlu tepkileri, övgüleri çok sever. Peki ya başarısız olma korkusu? Pes etmek, panik olmak, heyecana kapılmak… Hepsi bu korkudan kaynaklanıyor. Çoğu insan çalışmadığında değil çalıştığında kaygılanır, strese kapılır. Bunun sebebi bu korkuya dayanmaktadır.

Komik yanları da var bu haftanın. Topuklu ayakkabılarından asla vazgeçmeyen olağanüstü süslü kızların; neredeyse pijamayla okula gelmelerinden tutunda, sıfır makyaj, ful uykusuz halde sınavlara girmeleri bunların başında. Saçlar tepede toplanmıştır, bir tel Hanya öbürü Konya’yı gösterir. Pres ve maşadan gün yüzü göremeyen saçlarının bu hafta bayram haftası gibidir.

Olmadı diye oturup ağlayamam diyen diller, göğe açılan yüze sürülen eller, bana dua et diyerek teselli bulan öğrenci milleti, bizler! Neler yaşıyoruz bu haftada neler?

Arkadaşlarla sabahlamalar, not alışverişlerinde fotokopicilere dökülen bir araba parası. 🙂 Yemek yapmaya bile fırsat bulamayıp pizzacılardan siparişler verilebilir. Teknolojiyle bağlar esnetilebilir, sevgiliyle araya mesafeler girebilir ama Muhteşem Yüzyıl’ın yeni bölümündeki entrikalar! Kaçırılabilir mi? Hayır. Bir tür deşarj olma yöntemi gibi düşünebiliriz.

Her sınav haftası ritüeli olan şu sözler dilden dile dolaşır ”Üniversiteye gidin yatacaksınız arkadaşlar, şimdi çalışın diyen hocalarım… SAYGILAR. Hani arkadaşım nere yatıyorsun”. Üniversite yan gel yat yeri değil, ya ders ya not ya hoca ya da sınav peşinde koşar durursun. Gerçekleştirmeyeceğimiz kararlar alırız.

Öbür sınav haftası hiç böyle olmayacak. Hiç uykusuz kalmayacağım çünkü günü gününe ders çalışacağım. En azından haftada bir tekrar yapacağım. Ders takibi şart abi olmuyor böyle bak elin kızı cümlenin önünü yazmış sonunu bulabilene aşkolsun. Abicim elimde öyle notlar var ki hoca derste matematik değil yabancı dil öğretiyor sanırsın. Bundan sonra derslere gideceğim kendi notumu kendim tutacağım. Söyleriz ama yapmayız. Yapamayız. Biz genciz. Biz bir şeylere hep erken gider hep geç kalırız.

Hazır aklıma gelmişken, şu gsm operatörünün bana yaptığına ne demeli. Ben yeterince zamanım olmadığından yakına durayım tak operatöründen bir mesaj ”sms ücreti yüzünden Sinema kampanyasından yararlanamadığını fark ettik, senin için SMS’i ücretsiz yaptık”. Benim bile kendimi düşünmeye fırsatımın olmadığı bir zamanda… Üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim ki 🙂 Bazı fırsatlar böyle apansız bazen zamansız karşımıza çıkabiliyor sakın üzülmeyin güzel şeylerin devamlılığı vardır.

Onca sene bu telaşe için okutulmadık mı? Her şeyin tadı başka. Gelip tadın. Şimdi siz söyleyin: Kimseye not vermeyen kızın notlarından ders çalışmak mucize sayılmaz mı Allah aşkına? 🙂

 
ARALIK 2012

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir