ey genç1

Ey Genç

Cemiyet, nesiller arası etkileşim yolu ile hem kendini devam ettirir hem de kendini yeniler. Yani bir sonraki nesil kendinden bir önceki nesilden milli ve içtimaı veraseti devralır, bunları eleştirerek ve geliştirerek kendinden sonraki nesle devreder.

Cemiyetin, bu etkileşim yolunu sağlamakta en büyük organı gençliktir.

Gençlik, tabiatı gereği esarete düşman, hürriyete âşıktır, hassas bir vicdana sahiptir haksızlıkları asla tasvip etmez, geçmişin çizgisi geleceğin köprüsüdür.

Gençlik bu vaziyetlere münhasıran ve çeşitli müşahedeler sonucu aynı zamanda, zamanın da en büyük müceddidi konumundadır. Dünyanın bütün tahrik araçları, kitle propaganda yayınları, sosyal ağ tabakaları, provokasyonları ve ideolojileri hep gençleri endekse alan bir çemberden oluşmuştur. Çünkü genç bir kitleden bağımsız inkılap, teceddüt ve sosyal olay hareketleri düşünülemez.

Bir kıvılcımın, gençlerin insiyakı, delikanlı denilen sağduyudan arınmış tamamen içgüdüsel hareketleri sonucu büyük bir alevle sonuçlandığını tarih bize defalarca göstermiştir ve göstermektedir.

Peki; gençler kendini niçin böyle bir cendere içine atma ihtiyacı hisseder. Su istimalin temel yapı taşını oluşturan bu gençler, kendilerini zamanında bir ideoloji kurtarıcısı, kodamanı görenler niçin bu devir içlerindeki bu heyecan bittiğine “pişmanız!” demek zorunda kalıyor. Bu gençlere hodbin zihniyeti ulvileştiren nasıl bir ideoloji ki sonradan pişman olmalarına sebebiyet veriyor.

Tarih yine gösteriyor ki pişmanız diyen kitlelerin arkasında onların, dinamiğini, fedakârlığını, hürriyet aşkını kullanıp daha sonra kendi elleriyle bu gençleri beş cm. aralıklara atan kurumlarla doludur.

Biz gençler olarak öncelikle bu kurumlara, örgütlere boyun eğmeden, provokelere gelmeden, tahrik olmadan ve en önemlisi birbirimize hasım olmadan “dur! “demeliyiz. İşte o zaman gençlik bu darusselam vatanımızda asli hüviyetine kavuşacaktır.

Ey Genç!

Çünkü sen, ezilmiş ve horlanmış toplumların içindeki mutluluğu aksettiren sessin, bilginin bilgeliğinden soyulmuş kalemi tevilsiz Hakk’a doğrultansın.

Çünkü sen, bir evladın en son ekmeği, bir babanın en büyük şerefi ve bir tankın namlusuna karşılık yorgun, hiddetli, küçük ellerin içindeki taşsın.

Ve sen, Kaf dağında tutsak kalmış Anka’nın son çığlısın.

 

2 Yorum

  1. Recep Temel

    Tebrik ediyorum.Genç bir dimağın kaleminden gençlere ilşkin bu tespitleri okumak güzel.Başarılarının devamını diliyorum.Allah(cc)’a Emanet Ol…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir