HOŞÇA KAL

Bütün yazdıklarımızı silsek de aynı sayfadan devam edemeyiz artık. Bu sayfayı kapatmanın vakti çoktan geldi geçiyor. Yeniden, hiç bir şey olmamış gibi, çok daha farklı bir hikaye yazmaya başlamak için çok geç.
Bir yazıp bir sildikçe sayfa da yıpranmıştır tıpkı bizim gibi. Senin gözü kara kaleminin mürekkebi tükenmiş, benim denizlerin engin maviliklerini aşan sevdam kırmızıya çalmış. Artık ne bir masal oluruz seninle ne de bir hikaye yazmaya yeter kalemimiz.

Ki zaten kalem yetse bile o sayfaya bir hikaye sığmaz artık… Kaderin bile bir harf koymaya korktuğu sayfada kalır, büyük kavgalarımızın yüreğimizde bıraktığı izler gibi  kurşun kalemin sivri ucunun izi.
Çoktan geldi geçiyor bu sayfayı kapatmanın vakti. İkimiz de adımızı yan yana koymaya çalışırken aynı satırda bile olamamanın ezikliğini görmekten; ben yazarken senin sildiğini, sen yazarken benim sildiğimi ve hatta hiç abartısız bunun hep böyle süreceğini bilmekten böylesine yorulmuşken şu son sayfayı müsveddeye ayırmanın zamanı geldi geçiyor…
Kapatmaya karar  verdim artık senli sayfaları, kaldırıp bir kenara atmam lazım senin olduğun umutları., Denizde boğmalıyım seninle olan alışkanlıklarımı ve bir şekilde susturmalıyım yüreğimin sen sen diyen haykırışlarını…

Tertemiz bir sayfa lazım ikimize de, içinde hiç biz geçmeyen. Apayrı iki yol lazım bize, hiç bir ucu birbiriyle çakışmayan.
Hoşça kal, seni son kez seviyorum…

 

Selma Eskioğlu
selmaeskioglu@lisan-iask.com
Şubat 2013

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir