İlerleyiş devam ediyordu. Orhan Gazi Kocaeli yarımadasındaki kaleleri almış İstanbul Boğaz’ına kadar sokulmuştu. Orhan Gazi’nin buraya kadar gelmesi Bizans İmparatoru 3.Andronikos’u iyice telaşlandırmıştı. Vakit kaybetmeden kaybedilen kaleleri geri almak ve kuşatma altında bulunun İznik’i kurtarmak için bir ordu hazırladı. Bunun üzerine Orhan Gazi İznik’te biraz ordu bırakarak Bizanslılara karşı harekete geçti. İki ordu Palekonon’da (Maltepe) karşı karşıya geldi. Savaş sonunda Bizanslılar yenildi. Orhan Gazi ganimetleri toplayıp İznik kuşatmasına geri döndü. Direnen İznik kumandanı yardım gelmeyeceğini anlayınca halka iyi davranılması şartı ile teslim olacağını haber etti. Orhan Gazi şartlara uyacağını ve halka iyi davranacağına dair söz verdi. Böylece Hristiyanlığın önemli kentlerinden biri Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Orhan Gazi İznik’i fethedince fetih hakkı olarak kasabanın en büyük kilisesi olan Sen Sinod Kilise’sini camiye dönüştürdü. Orada ilk Cuma namazını cemaatle beraber kıldı. Kiliseyi sadece cami yapmakla kalmadı, caminin etrafına aş evleri, imarethaneler, medreseler yaptırdı. Medreselerde talebeler bedava okurken, imarethanelerde fakir fukaraya parasız yemek dağıtılıyordu.
Orhan Gazi bir gün Molla Davud’u huzuruna davet etti.
-Hoca efendi bugün imarethaneyi görmek istiyorum. Diğer hocalara da tez haber verilsin, hep beraber gidelim dedi.
Molla Davud diğer hocalara haber verdikten sonra hep beraber imarethaneye gittiler. Orhan Gazi ilk önce yemeklerin pişirilmesine baktı. Daha sonra
-Fukaraya yemek dağıtılan yer neresidir görmek isterim dedi.
Molla Davud eli ile yemek dağıtılan yeri işaret ederek
-Burasıdır sultanım
O sırada yemek dağıtımı başlamıştı. Orhan Gazi kazanın başına geçti.
-Bana bir kepçe veriniz! Dedi
Ahali sultanın ne yapacağını merak ediyordu. Orhan Gazi kepçeyi aldı ve bütün fukaraya kendi eli ile yemek dağıttı. Daha sonra kendisi de yemeğini aldı ve bir köşede onlarla beraber yedi.
Orhan Gazi fırsat buldukça imarethaneye gelir fukaraya yemek dağıtır, onlarla beraber yemek yerdi.